Translate Turkish Arabic حال الضرورة
Turkish
Arabic
related Results
-
zaruret (n.)ضرورة {ج ضَرُورَات}more ...
-
istem (n.)more ...
-
ihtiyaç (n.)more ...
-
matbaa (n.)more ...
-
icap (n.)more ...
-
cendere (n.)more ...
-
basın (n.)more ...
-
zorunluluk (n.)more ...
-
lüzum (n.)more ...
-
gereksinim (n.)more ...
-
rağbet (n.)more ...
- more ...
-
talep (n.)more ...
- more ...
- more ...
-
gerek (n.)more ...
- more ...
- more ...
-
حَالٌ {ج أحوال}more ...
-
şimdilik (adv.)more ...
- more ...
-
حَالٌ {ج أحوال}more ...
-
حَالَ {[ُحَيْلُولَةً]}more ...
-
direkt (adv.)more ...
-
birazdan (adv.)more ...
- more ...
- more ...
-
durum (n.)more ...
-
devlet (n.)more ...
-
koşul (n.)more ...
Examples
-
Her ihtimale karşı.في حالة الضرورة
-
Acil durum ışıkları devrede.تم تفعيل اضواء الحالات الضروريه
-
Her ihtimale karşı bunu yanına al, tamam mı?فقط في حال الضرورة امسكي هذا
-
- Olayın böyle olmadığını biliyorsun, teğmen.انت تعلم انها ليست الحالة الضرورية
-
Gerektiğinde vücut ısısını paylaşmak.في حالة الضرورة المشاركة في الدفء الجسماني
-
Gerekmedikçe yaşadığını kimse bilmesin.لا أحد يعرف بأنه حي إلا في حالة الضرورة
-
Bu ayrıcalığı yalnızca özel durumlarda kullanırız.نحن لا نستخدم هذا الامتياز إلا في حالات الضرورة
-
- Ne olur ne olmaz diye "Sadece Aswangler" olarak işaretlemişim."قمت بوضع عبارة "اسوانج فقط فقط في حالة الضرورة
-
Buna yetkim yok. - Acil bir durum söz konusu..اسفه غير مسموح لي بذلك - .لا، انها حاله ضروريه -
-
Neyse, bu kadar acil ne olabilir ki......على كل حال، من الضروري دعم